Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 109 yaşında

Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 109 yaşında

Haber Giriş Tarihi: 01.09.2022 17:17
Haber Güncellenme Tarihi: 01.09.2022 17:17
https://www.qha.com.tr/

Batı Trakya’da kurulan ve ömrü çok kısa olan ve tarihe ilk bağımsız Türk cumhuriyeti olarak geçen Batı (Garbi) Trakya Türk Cumhuriyeti'nin bugün 109. kuruluş yıl dönümü. Bundan tam 109 yıl evvel, 31 Ağustos 1913'te kurulan bu devlet ve onun yürütme organı olan hükumet sadece 55 gün ayakta kalabilse de tarihe adını altın harflerle yazdırdı. "Garbî Trakya Hükûmet-i Muvakkatesi" olarak kabul edilen bu devlet 25 Eylül 1913'te esaslı bir şekilde teşekkül etmişti.

İlk Türk Cumhuriyeti olan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, Osmanlı Devletinin Balkanlar’da yaptığı son önemli siyasi hamlesi oldu. Enver Paşa, Kuşçubaşı Eşref Bey ve Süleyman Askeri Bey’in gayretleriyle 1913 yılında kurulan devlet, önce Osmanlı Devletine bağlı bir yönetim ardından bağımsız bir devlet oldu. Batı Trakya Bağımsız Hükumeti, 55 günlük ömründe tarihin en teşkilatlı devletlerinden birisi oldu ve uluslararası politikada önemli bir yer aldı.

BATI TRAKYA TÜRK CUMHURİYETİ NASIL KURULDU?

Birinci Balkan Savaşında; Yunanistan, Bulgaristan Sırbistan ve Karadağ ittifakı, Osmanlı devletine karşı güç birliği yapmışlardı. Balkan halklarının saldırmasıyla Osmanlı Devleti, Balkanlardaki topraklarının tamamını kaybetmişti. Batı Trakya bölgesi, Edirne ve Kırklareli gibi nüfusun çoğunluğu Türklerden oluşan şehirler de Bulgarların eline geçmişti. 30 Mayıs 1913’te Londra Antlaşması imzalanmış ve bu yenilgi tescil edilmişti. Savaştan en karlı çıkan Bulgaristan’ın bu birlikte en karlı çıkan taraf olması ve Balkanlarda büyük bir devlet olarak diğerlerine hakimiyet kurabileceği korkusu, paylaşımdan memnun olmayan diğer devletleri yeniden harekete geçirdi. Balkan devletleri bu kez Bulgaristan’a savaş açtı ve İkinci Balkan savaşı ile bölge yeniden karıştı.

Balkan devletleri arasındaki ittifakın bozulması, Osmanlı devleti yöneticilerinde, kaybettikleri toprakları alma isteği uyandırdı. Edirne, Kırklareli ve Batı Trakya için bir umut doğmuştu. Bulgaristan farklı cephelerde savaşmak zorunda kalınca Trakya bölgesindeki askerlerini göndermek durumunda kaldı. Enver Paşa için bu önemli bir fırsattı. 23 Temmuz 1913’te Edirne ve Kırklareli, Bulgar işgalinden kurtarıldı. Enver Paşa 3 bin askeriyle Meriç nehrini geçerek Batı Trakya’ya doğru devam etmeyi istedi ancak Rusya ve Avrupa devletlerinin baskısı nedeniyle devam edemedi.

BATI TRAKYA’NIN GERİ ALINMASI

Enver Paşa, Batı Trakya’nın alınması gerektiğine inanıyordu. Teşkilat-ı Mahsusa, bölgeye özel bir operasyon yapmaya karar verdi. Kuşçubaşı Eşref Bey, 16 Subay ve 100 erden oluşan bir ekiple bölgeye hareket etti. Birlik önce Bulgarların elindeki yakın bölgeleri almaya başladı. Süleyman Askeri Bey’de askerleri ile birlikte bu mücadeleye destek verdi. 31 Ağustos günü Gümülcine, 1 Eylülde ise İskeçe işgalden kurtarıldı.

Garbî Trakya Hükûmet-i Muvakkatesi OSMANLI İLE BAĞLARINI KOPARDI

Alınan yerlerin yönetilmesi için önce Garbi Trakya Hükümet-i Muvakkatesi adıyla geçici bir hükumet kuruldu. Başkanlık görevine Salih Hoca getirildi. Ancak Avrupa devletlerinin tepkisi gittikçe artmaya, Osmanlı Devleti’nin karşı durma imkanları da azalmaya başlamıştı. Nihayet Meriç nehrinin karşısındaki askerlerine, geri çekilme emrini vermek zorunda kaldı. Ancak Avrupa devletlerinin hiç beklemedikleri bir olay yaşandı. Osmanlı birlikleri, buradaki Müslüman Türk halkını bırakıp gitmeyeceklerini bildirdi. Osmanlı Devleti ile tüm organik bağlarını koparan yönetim, 12 Eylül 1913’te Batı Trakya Türk Cumhuriyeti olarak bağımsızlığını ilan etti. Gümülcine başkent oldu. Cumhuriyet rejimini kabul eden ilk Türk Devleti olarak tarihe geçen Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin bayrağı; siyah, yeşil ve beyaz renklerden oluşuyordu ve üzerinde ay yıldız vardı.

TÜRKÇE VE FRANSIZCA GAZETE ÇIKARILDI

Batı Trakya Türk Cumhuriyeti’nin Osmanlı askerleri ve yerli askerlerden oluşan 30 bin kişilik ordusu vardı. Batı Trakya Haber Ajansı ve İndependant adıyla Türkçe ve Fransızca gazete çıkararak dünya kamuoyuna kendisini tanıtmaya çalıştı.  Milli marşını Süleyman Askeri Bey yazmıştı. Resmi posta pulu da basıldı. Avrupa devletleri ve Rusya’nın baskıları gittikçe arttı. Oldukça zayıf düşen devlet daha fazla dayanamadı. Osmanlı Devleti ve Bulgaristan, İstanbul anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Böylece Batı Trakya’nın Bulgaristan’a ilhakı kabul edildi. Yalnızca 55 gün içerisinde bir devlet yapılanması haline gelmiş olan Batı Trakya Türk Cumhuriyeti toprakları, acı bir şekilde İstanbul’dan gelen Albay Cemal Bey’in gözetiminde Bulgar kuvvetlerine teslim edildi. Varlığı yaşamasa da hatırası ve mücadelesi Türk tarihinin altın sayfalarına yazılarak ebedîleşti.