Avrupa İslamofobi Raporu: Ayrımcılık ve nefret suçlarında artış

Avrupa İslamofobi Raporu 2023, Avrupa'da İslamofobi’nin yaygınlaştığını, Gazze’de gerçekleşen Hamas-İsrail çatışması sonrası nefret suçlarının arttığını ve ayrımcılığın eğitim, medya ve iş hayatında sürdüğünü ortaya koydu. Raporda, Rusya’da ayrıca Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve şiddet de ele alındı.

Haber Giriş Tarihi: 25.12.2024 13:07
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2024 13:07
https://www.qha.com.tr/

Avrupa İslamofobi Raporu (EIR 2023) 23 Aralık 2024 tarihinde yayımlandı. Editörlüğünü Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ve Georgetown Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Farid Hafez’in üstelendiği raporda; yirmi sekiz Avrupa ülkesi, İslamofobi alanında çalışmalar yürüten akademisyenler tarafından raporlandı. 

Raporun sonucunda ulaşılan genel bulgu olarak; İslamofobi’nin Avrupa Birliği (AB) 2020-2025 ırkçılıkla mücadele eylem planında resmî olarak yer almasına rağmen Avrupa’da yaygın bir şekilde inkâr edildiği ve yeterince tanınmadığı vurgulandı. 

Bununla birlikte Gazze’de gerçekleşen Hamas-İsrail çatışmasının, Avrupa'da Müslüman karşıtı ırkçılığın jeopolitik katalizörü olarak işlev gördüğünün belirtildiği raporda; Avrupa hükûmetleri tarafından verilen siyasi ve kurumsal tepkilerin büyük ölçüde kınamadan yoksun kaldığı kaydedildi.

FİZİKSEL VE SÖZLÜ SALDIRILAR DA ARTTI

Aynı Avrupa’da faaliyet gösteren ana akım medyaların da İslamofobi stereotipleri sürdürdüğü, Müslüman toplulukları itibarsızlaştırdığı ve ırkçı söylemlerle değişemeyen bir çizgide halkı bilgilendirdiği de rapor da yer aldı.

Öte yandan Müslüman karşıtı nefret suçlarının, özellikle Gazze savaşının ardından artış gösterdiğinin belirtildiği raporda; Norveç, İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerden gelen raporlar Müslümanlara yönelik fiziksel ve sözlü saldırıların arttığını vurgulandı. 

Aynı şekilde eğitim sektöründe de yaygın bir şekilde İslamofobi’nin yaşatıldığı kaydedildi ve Kosova ve Sırbistan’daki ayrımcı politikalar ve revizyonist tarihler yoluyla sürdürülen İslamofobi örnek gösterildi.

Bununla beraber Anadolu Ajansına (AA) konuşan Bayraklı ise raporun en çarpıcı bulgularından birinin, İslamofobinin Avrupa'da kurumsallaşması ve yasalarla desteklenmesi olduğunu söyledi.

İSLAMOFOBİ ORANI YÜZDE 47'E YÜKSELDİ

Birleşmiş Milletlerin (BM) 2022'de 15 Mart'ı Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü olarak ilan ettiği kaydeden Bayraklı, Avrupa’da hiçbir devletin bu günü anmadığını belirtti ve Avrupa'daki uluslararası örgütlerin dahi İslamofobi kavramını kullanmaktan kaçındıklarının altını çizdi. 

Bayraklı “Bu kavramın ifade ettiği kurumsal ırkçılık, Müslüman karşıtlığı veya yapısal ırkçılığı önemsizleştirmek için 'Müslümanlara karşı ön yargı' ya da 'Müslüman karşıtı duygular' gibi farklı terimlere başvuruyorlar. Bu rapor, tam da bu gerçekliği uluslararası düzeyde dikkatlere sunmayı amaçlıyor." ifadelerini kullanarak, Irkçılığa maruz kaldığını bildiren Müslümanların sayısı 2023'te yüzde 47’ye yükseldiğini bildirdi. 

Ayrıca raporda, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansından (FRA) elde edilen veriler değerlendirildi. Müslümanların ayrımcılıkla en sık karşılaştıkları ülkeler yüzde 71 ile Avusturya, yüzde 68 ile Almanya ve yüzde 63 ile Finlandiya olarak sıralandı. En fazla ayrımcılığın yaşandığı alanlar ise istihdam, eğitim, barınma, kılık kıyafet ve iş hayatı oldu.

RUSYA’DA İSLAMOFOBİ

Yayımlanan raporda 2023 yılında Rusya’da; İslam ve Müslümanlar ile bunların Rusya'nın kamusal yaşamındaki rolü hakkında çok sayıda kamusal tartışma ve medya kampanyasının gerçekleştirildiği belirtildi. Rusya’daki bazı gazetelerde ve sosyal medyada Müslümanlara ilişkin yanlış bilgiler, klişeler ve düşmanca ifadeler yoluyla Müslüman toplumlara yönelik olumsuz tutumlarda bir artış gözlemlendiğine yer verildi. 

Bununla birlikte raporda, Rus hapishanelerinde olan Müslüman mahkûmların çeşitli şekillerde ayrımcılığa uğradığı belirtildi. Müslüman mahkûmların Rus hapishane personelleri tarafından ihmal ve şiddete maruz kaldığı ve bu durumun da tutukluların fiziksel ve ruhsal sağlıklarını tehlikeye attığı raporda kaydedildi. 

Ayrıca Müslümanlara yönelik baskı ve şiddet vakaları da bilindiği belirtilen raporda, Rusya’nın uydurduğu Hizb-ut Tahrir davasından hüküm giyen Zafar Yakupov’un, uydurma bahanelerle defalarca gözaltı merkezine gönderildiğini ve uzun süre ailesini ziyaret etme fırsatından mahrum bırakıldığını bildirdi. 

Bununla birlikte, Rusya’nın Türkistanlı mahkûmları, zorla devlet savunma emrini yerine getirmeye göndererek ve gözaltında “insanlık dışı koşullar” yaratarak Ukrayna-Rusya Savaşı’na gönderdiği raporda yer aldı.