Türkiye'yi hedef alan Rus propagandasını destekleyen söylemlerle gündeme gelen ve üyesiz dernek oluşumlarıyla söz konusu propaganda doğrultusunda göstermelik etkinlikler düzenleyerek kendisini Türkiye'deki Kırım Tatarlarının lideri olarak tanıtmaya çalışan Ünver Sel, beraberindeki birkaç kişi ile birlikte, Rusya'nın 2014 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Kırım'a gitti.
Sel ve beraberindekilerin sözde ticari ilişkiler kurma adını verdikleri ziyaretin kamuoyuna yansıması sonrasında, Türkiye'de bulunan Kırım Tatar diasporası yetkililerinden; Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay, Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar ve TURKSİD Ukrayna Başkanı ve Kırım Derneği Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yüksel Kırım Haber Ajansına (QHA) özel açıklamada bulundu.
"TÜRKİYE'DE YAŞAYAN KIRIM TATARLARI TAMAMEN KONSOLİDE OLDU"
Kırım Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin, Kırım'ın 2014 yılından bu yana Rus işgali altında olduğunu anımsatarak, "Uluslararası camia ve Türkiye bu işgali hiçbir zaman tanımadı. Türkiye'de ve dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan Kırım Tatarları da bu işgale hep karşı çıktı. Biz Türkiye'deki Kırım dernekleri olarak; 50'ye yakın dernek ve cemiyetle bu işgale karşı Kırım Tatar Teşkilatları Platformunu kurduk. Burada bütün Türkiye'de yaşayan Kırım Tatarları tamamen bu fikir etrafına konsolide oldu. Orada hiçbir görüş ayrılığımız yok." dedi.
Devam eden işgal sürecinde Kırım'a uçak ve gemi seferlerinin yasak olduğunu belirten Mükremin Şahin, "Resmî olarak Kırım'ın bir işgal bölgesi olması dolayısıyla, herhangi bir şirketin -bu Türkiye'den olabilir, Avrupa'dan olabilir veya dünyanın başka yerlerinden olabilir- Kırım'a yatırım ve ticaret yapması da zaten yasak. Yani bunlar aynı zamanda o şirketlere bir takım müeyyidelerin uygulanmasına yol açar. Yani hepinizin bildiği, mesela Siemensin Moskova'daki bayiliğinden alınan bir ürünün Kırım'da kullanıldığının anlaşılması sonrasında Siemens firmasına yaptırım uygulandı." şeklinde konuştu.
"BU UZUN VADEDE SİZE ZARAR GETİRECEK BİR HADİSEDİR"
Türkiye'de bazı kişilerin, "Kırım'da ticaret yapacağız.", "Kırım'la Türkiye ilişkilerini geliştireceğiz." "Rusya-Türkiye ilişkileri gelişecek" gibi söylemlerle Türkiye'deki iş insanlarına yanlış bilgiler verdiğini ve iş insanlarını Kırım'a götürülüp orada birtakım toplantılar organize ettiğini kaydeden Şahin, "Sonuç olarak kendi şirketleri zarar görecek. Bugün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir iş adamının Kırım'da yatırım yapması, uluslararası hukuka göre yasak. Dolayısıyla ben Türkiye'deki bütün vatandaşlarımıza, bütün iş adamlarımıza bir çağrı yapıyorum. Bu tür yalan beyan ve ifadelere kanmayın, bu tür şeylere inanmayın. Çünkü bunlar doğru değil ve bunlar uluslararası müeyyidelerde karşılığı olacak olan şeyler. Yani siz Kırım'a giderseniz, pasaportunuza Kırım'da mühür vurursa, diyelim Fransa'ya, Almanya'ya ya da dünyanın başka bir yerine yolculuk dahi yapamazsınız, deport olursunuz. Çünkü Ukrayna'dan izin almadan Kırım'a giriş yapmak bile yasak şu anda. Dolayısıyla ben buradan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımıza bilgi olarak söylüyorum, inanmayın. Bu uzun vadede size zarar getirecek bir hadisedir. Uluslararası ticarette firmanızı zor duruma sokar. Bu söylemiş olduğum şeyler tamamen 10 yıldır geçerli gerçeklerdir." ifadelerini kullandı.
Şahin, işgal altındaki Kırım'da söz konusu faaliyetleri yürüten Ünver Sel'e de değinerek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bu arkadaşımızın Türkiye'de bir karşılığı yok. Bir zamanlar cemiyetler ve federasyonlar şeklinde laflar vardı. Ben daha bu federasyonun herhangi bir derneğine gidip de bir çay içen bir Kırım Tatarı görmedim. Çünkü böyle dernekler yok. Sadece kağıt üzerinde, sanal alemde birtakım dernekler var, federasyonlar var. Yani bu tür federasyonlar olsa; biz herhalde görürüz, biliriz. Şurada binası var, şurada tabelası var, şurada üyeleri var. Böyle bir şey söz konusu değil. Bunlar tamamen hayali şeyler. İnsanlarımızın da bunlara inanmamalarını özellikle rica ediyorum. Yani kendileri açısından, bizim açımızdan değil. Bize bir zararı yok ki, zararı görecek olan kendileri olacaktır. Bunu da ben Kırım Derneği Genel Merkezi ve Genel Başkanı olarak söylüyorum."
"RUSYA'NIN EN BÜYÜK AMAÇLARINDAN BİRİSİ DE KIRIM TATARLARINI KENDİ SAFLARINA ÇEKMEKTİ"
Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay ise, Türkiye'deki Kırım Tatarlarının konsolide olmuş bir şekilde vatanlarında yapılan haksızlıklara ve işgale karşı sürekli olarak mücadele ettiğini vurgulayarak, "Kırım işgal edildiği zaman, Sovyetler Birliği'nin bir uzantısı olan Rusya'nın en büyük amaçlarından birisi de Kırım Tatarlarını kendi saflarına çekmekti. Bunun için çok büyük vaatlerde bulundu, çok büyük harcamalar yaptı ama Kırım Tatarları onların tarafına geçmeyince Kırım Tatarlarının her türlü birikimlerini ellerinden aldılar. Bunun yanında Rusya'nın ikinci hedefi, diasporadaki Kırım Tatarlarıydı. Diasporadaki Kırım Tatarlarını etkilemek ve kendi işgallerini meşrulaştırmak için her türlü yöntemi denediler. Ancak onların bu çirkin vaatleri, Türkiye'deki ve dünyadaki Kırım Tatar diasporasında hiçbir zaman karşılık bulmadı." dedi.
Rusya'nın Kırım'da 10 yıldır sürdürdüğü işgalini meşrulaştırmaya yönelik çalışmalarını sürekli olarak devam ettirdiğini ve Türkiye'deki Kırım Tatarlarından ufak da olsa bir ışık gördüğünde değerlendirmeye çalıştığını belirten Tuncer Kalkay, "Tabii ki, Türkiye'deki Kırım Tatarları güçlü bir şekilde, platformlarla, Dünya Kırım Tatar Kongresinin çalışmalarıyla görüşlerini ve iradelerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu işgali kabullenmediklerini açık ve net bir şekilde her zaman ifade ediyor. Hal böyle olunca Rusya başka bir şekilde arayışlarını sürdürüyor. Kendisinin fonladığı ve her şekilde desteklediği yapılara; işte kişilerin çalışmalarından tutun da yerlerine varıncaya kadar, hatta oradaki insanlara kadar güçlü bir şekilde destek vermeye çalışıyor. Biz bu kişileri ve kuruluşları hiçbir zaman sahada göremiyoruz. Ancak Rusya'ya yakın yayın organları tarafından bunların faaliyetlerini yürütmeye çalışıyorlar. Kendi propagandasına da ortak olacak bir şekilde, her şekilde kullanıyorlar." şeklinde konuştu.
"BUNLARI GÖRDÜĞÜMÜZ ZAMAN BİRAZ TEBESSÜM EDİYORUZ"
Türkiye'den bir heyetin Kırım'a güçlü bir çıkarma yaptığı yönündeki propagandavari haberleri takip ettiklerini söyleyen Kalkay, söz konusu bu ziyaret hakkında, "Gerçek şu ki, yine bu bahsettiğim Rusya'nın kontrolünde olan olay televizyonlarda büyütülerek ortaya konuluyor. Sanki burada gerçek iş adamları, gerçek Kırım Tatar kuruluşları varmış gibi bahsediliyor ve bunlar süslenerek servis ediliyor. Biz tabii ki, bunları gördüğümüz zaman biraz tebessüm ediyoruz. Çünkü Türkiye'de bunların ne bir karşılığı var ne bu insanlar bilinen insanlar. Hatta bu bahsettiğimiz, kendilerini iş adamı olarak tanıtmak isteyen insanların ismini ben ilk defa duydum. Herhalde birçok insan da ilk defa duyacak. Sanırım bu insanlar, kendilerince bir para kazanma kapısı olarak görüp böyle bir şeye balıklamasına atlamışlar. Fakat onlara bunun sonuçları anlatılmamış. Ortada şu var ki, Kırım işgal altında ve Birleşmiş Milletlerden başlayarak dünyanın pek çok ülkesinde bu işgal kabul edilmiyor. Dolayısıyla Rusya'nın işlemiş olduğu uluslararası hukukla alakalı bir suça da bu insanlar ortak edinmeye çalışıyor. Bu insanlar bir taraftan para kazanayım derken, aslında kendilerinin hesap edemedikleri bu fiillerinden dolayı kendilerine bir sorumluluk yüklenecek. Yani uluslararası hukuktan dolayı belki bu suçlarla alakalı olarak birtakım davalarla karşılaşabilecekler. Bunlar kendi kurumlarına da mutlaka yansıyacak. Bu belki de siyasi bir şey olarak anlatılıyor ama bu tamamen suça iştirak etmek gibi bir olay." değerlendirmesinde bulundu.
"RUSYA DİASPORADAKİ DESTEK ARAYIŞINA BUGÜNE KADAR KARŞILIK BULAMADI"
Söz konusu faaliyetleri yürüten birkaç yapı olduğunu kaydeden Kalkay, bu dernek ve vakıflarda doğrudan Rusya vatandaşı kişilerin bulunduğunu açıkladı. Kalkay, "O kişilerin de Rusya'da nasıl görevler aldıklarını, hangi gizli yerlerle ilişkilerde olduklarını anlayabiliyoruz. O bakımdan Rusya bunu tabii ki yapacaktır. Bununla ilgili olarak bazı insanlar da bulacaktır. Diasporanın temsilcisi olduğunu ileri süren bu insanların ne itibarı yönünden ne kabul edilebilirliği yönünden Türkiye'de bir güvenilirliği veya bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. Bu insanlar sadece Rusya medyası tarafından cilalanarak ve parlatılarak kamuoyuna servis ediliyor. Bu ziyaretin de Türkiye'de de pek bir ses getirdiği düşünülemez. Burada sadece bir suça iştirak var. Bu insanlar, anladığım kadarıyla bilmeden ve nereye gittiklerini anlamadan; sadece para kazanma hırsıyla gitmişler, bunun nerelere gidebileceğini tahmin edemiyorlar. Bunların da öyle bir önemli kişi, iş adamı veya şirket olduklarını düşünmüyorum. Onlar tamamen bir beklenti içerisindeler. Ben bunun büyütülecek bir olay olmadığını düşünüyorum ama bunlar sadece suç işlemekle kalmıyorlar, aynı zamanda Rusya'nın propagandasına alet oluyorlar. Rusya da bu zayıf nüvelerle, propagandasını yürütmeye çalışıyor. 10 yıldan beri Rusya, bıkmadan devam ettiği diasporadaki destek arayışına bugüne kadar karşılık bulamadı. Bundan sonra da bulamayacak. O çabaları da beyhude kalacak. Yaptıkları işgali hiçbir zaman meşrulaştıramayacaklar." ifadelerini kullandı.
"BUNUN HESABI MUTLAKA BİR ŞEKİLDE TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARAFINDAN SORULACAKTIR"
TURKSİD Ukrayna Başkanı İsmet Yüksel, geçtiğimiz günlerde Türkiye'den Kırım'a sözde bir heyetin gittiği haberleriyle gündem oluşturulmaya çalışıldığının altını çizerek, söz konusu heyetin hiç bir değerinin olmadığını kaydetti. "Ben bir iş adamları grubu da demeyeceğim, esnaflar" diyen İsmet Yüksel, "Şimdi bir defa Kırım Ukrayna toprağı. Ukrayna topraklarına Ukrayna'nın izni olmadan, Ukrayna'dan habersiz bir şekilde gidilmesi; bir kere bu kanunsuzluk. Uluslararası hukuk açısından kesinlikle uygun değil." dedi.
Grubu Kırım'a götüren Rus işbirlikçisi Ünver Sel'in önemli olmayan bir şahıs olduğunu vurgulayan İsmet Yüksel, "Ünver Sel denen şahıs, Türkiye'de hiçbir değeri olmayan bir insan. Burada kendisini temsilcisi olarak tanıtıyor ama diasporadaki temsilciliğinde üyesi olmayan bir şahıs. Şimdi bunun önderliğinde Kırım'a gidiyorlar. Kırım'da birtakım çalışmalar yapıyorlar. Yapmış oldukları çalışmalar tamamen kanunsuzdur. Bunun hesabı mutlaka bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti tarafından sorulacaktır. Türkiye'de ve Kırım'da öyle bir gündem estirdiler ki, sanki Türkiye'den çok büyük iş adamları grupları gitti ve burada büyük işler yapacaklar. Asla öyle bir şey değiller. Bu yüzden dolayı da açıkçası çok gündem olacak insanlar değiller." açıklamasında bulundu.
Ayrıca, Kırım'da yapılan görüşmelerde Sel'in, Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov'u kastederek sürekli olarak "Kırım'dan kaçan liderler" ifadesini kullandığına dikkar çeken İsmet Yüksel, "Bir kere onlar oradan kaçmadı. Kıyiv'de yaşayan insanların hiçbirisi vatanından kaçmadı. İşgale gelen insanlar zorla çıkarttılar. Şu anda yüzlerce insan hapislerde yatıyor. Onlar da mı kaçak? Onlarda mı kaçsınlar? Yani böyle bir saçma sapan bir şey. Dediğim gibi fazla gündem olacak bir konu da değil. Gündem olmasını da kendisi özellikle istiyor." şeklinde konuştu.
"RUSYA'NIN DESTEKÇİSİ BİR GRUBUN KIRIM TATARLARI YA DA TÜRK KAMUOYUNDA BİR İTİBARI OLMASINI DÜŞÜNMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR"
DQTK Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar, söz konusu ziyarete ilişkin olarak QHA'ya yaptığı açıklamasında, "Kırım'da yapılan bir etkinliğe Türkiye'de Rusya yanlısı siyaset yapan ve oy oranı binde bire ulaşmayan bir siyasi partinin yan kuruluşlarını temsilen katılan şahısların Türk iş dünyasını temsil kabiliyeti bulunmamaktadır. Keza bu şahısları Kırım'a götürdüğü anlaşılan kuruluşun Türkiye'deki Kırım Tatar diasporası içinde ve kamuoyunda itibarı ve destekçisi de yoktur. Milletimizin tarihinden ve bugün yaşadığı gerçeklerden kopmuş, tarih boyunca halkımızı katletmiş Rusya'nın destekçisi bir grubun Kırım Tatarları ya da Türk kamuoyunda bir itibarı olmasını düşünmek mümkün değildir." ifadelerine yer verdi.