SON DAKİKA
Hava Durumu

İşgal sırasında neler yaşandı? Kırımlı asker o günleri anlattı

Haber Giriş Tarihi: 25.02.2021 19:46
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.2021 16:58
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
İşgal sırasında neler yaşandı? Kırımlı asker o günleri anlattı

Esma Kasar / QHA-Ankara

Rusya, tüm uluslararası hukuk normlarını hiçe sayarak bütün dünyanın gözleri önünde Ukrayna'ya bağlı Kırım Yarımadası'nı 7 yıl önce işgal etti. O günlerde Kırım'da yaşananlar asla hafızalardan silinmeyecek. Rus ordusunun özel kuvvetleri üniformalarındaki armaları çıkararak, kendilerini sözde Kırım'ın Özsavunması diye tanıtarak, bütün yarımadada ortaya çıktılar. Aslında onlar işgalci Rusya'nın Devlet Başkanı Putin'in planının bir parçasıydılar. İşgal sırasında Kırım'da görev yapan Ukrayna ordusu mensubu askerlerden Şahin Gökbayrak, askeri üslerde neler yaşandığı ve olayların nasıl geliştiğini QHA'ya anlattı.

Kadim Türk yurdu Kırım, 2014 yılında Rusya tarafından ikinci kez işgal edildi. Adeta "açık hava cezaevine" dönüştürülen yarımadada işgalcilerin, Kırım Tatarları başta olmak üzere, işgali kabul etmeyenlere yönelik zulmü 7 yıldır hız kesmeden devam ediyor. 20 Şubat günü, Rus işgalinin başladığı gün kabul edilirken, 26 Şubat ise resmi düzeyde Kırım’ın Rus İşgaline Direniş Günü olarak kaydediliyor.

26 Şubat Direniş Mitingi

Yedi yıl önce 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosunun Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılmasıyla ilgili kararları kabul etmesini önlemek ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklemek için çoğunluğu Kırım Tatarlarından oluşan binlerce kişi Kırım Tatar Milli Meclisinin çağrısıyla Parlamento binasının önünde toplandı. O gün yapılan mitingle kararın alınması önlenmişti, ancak Rusya aynı gece Kırım’ı işgal etme planını uygulamaya başladı. İlk olarak idari binalar, havaalanları ve askeri birlikler ele geçirildi.  

VATANINA İHANET ETMEYEN KIRIMLI ASKER

İşgale kadar Kırım’da görev yapan askerlerin bir kısmı işgal sırasında ve sonrasında farklı nedenlerle Ukrayna'ya ihanet ederek işgalci ordusuna geçerken, bir kısmı da devletine sadık kalarak akabinde Ukrayna'nın ana kısmına görevlerine devam etti. Vatanına ihanet etmeyi bir an bile aklından geçirmeyip, işgal devam ettiği sürece vatanına bir daha asla girememeyi, ailesinden, arkadaşlarından, halkından uzak kalmayı göze alarak, görevine Ukrayna'nın ana kısmında sürdürmeyi seçen askerlerden biri de Şahin Gökbayrak (Rumuz; Ukrayna ordusunda görev yapmaya devam eden askerin adı ve soyadı güvenlik nedeniyle değiştirildi). Annesi ve babası halen vatan Kırım'da yaşayan Gökbayrak’ın kardeşleri baskı nedeniyle Kırım’ı terk etmek zorunda kaldı ve birçok yakın arkadaşı Rus işgalcilerin zulmüne uğrayıp, düzmece davalardan hüküm giyerek zindanlara atıldı.

Belbek Askeri Havaalanı, Akyar

Şahin Gökbayrak, Rusya’nın Kırım’ı işgali sırasında olanları, işgalci güçlerin Kırım’ın stratejik açıdan en önemli üslerinden biri olan Belbek Askeri Havaalanını ele geçirdiği sırada yaşananları QHA’ya anlattı.

O zaman olayların merkezi Kıyiv'di (Ukrayna'nın başkenti). Hepimiz o olayları takip ediyorduk ve onların bir şekilde Kırım'a da sıçrayacağı belliydi. Belbek Askeri Havaalanında çavuştum. Hatırladığım kadarıyla 27 Şubat gecesiydi... Rusya Federasyonu üniformalı, silahlı, kimliği belirsiz kişiler, havacılık değil de üst düzey profesyonel özel birliklerden oldukları belli olan askerler, havaalanı sınırlarında yer alan ve her zaman uçuşa hazır şekilde tutulan uçak timinin bulunduğu bölgeyi kuşattılar. Kendilerini "Kırım'ın Özsavunması", sivil insanlar olarak tanıttılar ve bizi "korumak" için geldiklerini ileri sürdüler. Daha sonra onların, Akyar'da konuşlu Rusya Karadeniz Filosunun bir alayı olduğu tespit edilmişti. Ertesi gün sabah alarm verildi ve bize, görevimize güvenli şekilde devam edebilmemiz için birliğin başka bir yere sevk edileceği bildirildi. Ben de ailemi arayıp eve gelmeyeceğimi, birliğimizin yer değiştireceğini söyledim.

Pavlo Lebedev ve Yuriy İlyinPavlo Lebedev ve Yuriy İlyin

Ertesi gün 28 Şubat, Kıyiv'den, olaydan sadece birkaç gün önce Yanukovıç (Ukrayna'nın devrik Cumhurbaşkanı Viktor Yanukovıç) tarafından Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı olarak atanan Deniz Kuvvetleri Komutanı Yuriy İlyin (Kırım işgal edildikten sonra yarımadaya yerleşti. Ukrayna’da hakkında firar suçundan dava açıldı) ve dönemin Savunma Bakanı Pavlo Lebedev (Ukrayna’nın eski Savunma Bakanı Pavlo Lebedev, Şubat 2014’te Kıyiv’i terk ederek Akyar’ yerleşti. Ukrayna, Lebedev hakkında vatana ihanet suçundan dava açtı) geldiler ve Akyar'a gittiler. Orada ne konuşup nasıl anlaşmalara varıldığını bilmiyorum ama onlar Akyar'dan dönüp Kıyiv'e uçtuktan sonra bize olağanüstü durum olmadığı ve evlerimize gidebileceğimiz söylendi. Ben ise ailemin yanına gitmedim, bir şeyler olacağını hissetmiş gibi Akyar'da kaldım. (Soldaki resim: Pavlo Lebedev ve Yuriy İlyin)

"KOMUTANIMIZ BİZİ İÇTİMAYA TOPLADI VE..."

O zaman Parlamento ele geçirilmiş ve her yer "yeşil adamlarla" dolmuştu. Rusya'dan izinsiz olarak 6 uçak geldi. Cumartesi akşam (1 Mart) bizi arayıp Pazar günü toplanmamız gerektiğini söylediler. Ben de bize "Arkadaşlar, durum çok zor, provokasyonlara gelmeyin, soğukkanlılığınızı koruyun, duygusal davranmayın" gibi şeyler söylerler diye düşündüm. Yanıma hiçbir şey almadım, üniformamı giydim ve gittim. O zaman komutanımız Mamçur (Birlik Komutanı Albay Yuliy Mamçur) bizi içtimaya çağırarak, "görünüşe göre savaş çıkacak bu yüzden herkes kışlada kalacak, birlik olağanüstü duruma geçiyor" dedi. (Sağdaki resim: Albay Yuliy Mamçur)

İşgalci güçlerin ilk önce Belbek Havaalanının bir bölümünü ele geçirdiğini belirten Gökbayrak, şöyle devam etti:

Belbek Havaalanı 2 bölümden oluşuyor: karargahın, idari hizmetlerin, depoların yer aldığı idari bölüm ve uçaklar, malzemeler ve silahların bulunduğu büyük bir havaalanı bölümü. O zaman Rus askerleri havaalanı bölümüne ele geçirmişlerdi, rahat rahat girip çıkıyorlardı, konuşmuyorlardı.  Biz ise idari bölümdeydik. İdari bölümde Rus askerlerin haberinin olmadığı bir silah deposu daha vardı. Ve bize silah, mühimmat dağıtmaya başladılar ve görevimize devam ettik. Pazarı Pazartesine bağlayan geçe Rus askerler nöbetçi binasına saldırdılar, herkesi oradan attılar. Bu şekilde mart ayının sonuna kadar devam etti. Parlamento "Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılmasına ilişkin kararı" kabul ettiği gün, Tuğamiral Berezovskiy "Ukrayna'nın buyruğundan çıkıyoruz ve kendi silahlı kuvvetlerimizi kuruyoruz ve Kırım'daki tüm garnizonlara silahları teslim etmelerini ve sözde Kırım yönetiminin emrine geçmelerini emrediyorum" dedi. Ve bundan sonra bir ay boyunca her gün bize gelip "Ukrayna artık yok, teslim olun" demeye başladılar. Önce, "sizi öldürürüz, boşu boşuna ölürsünüz" diye tehdit ettiler, sonra "size evler veririz" gibisinden vaatlerde bulunmaya başladılar. Sözde referanduma kadar böyle devam etti.

Denıs Berezovskıy

Denıs Berezovskıy, Yanukovıç yönetiminin devrilmesiyle birlikte Ukrayna Parlamentosu tarafından alınan kararla yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar hem parlamento başkanı, hem de cumhurbaşkanı vekili seçilen Oleksandr Turçinov tarafından 1 Mart 2014 tarihinde Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak atandı. Fakat ertesi gün, 2 Mart tarihinde Ukrayna'ya ihanet etti ve Kırım'da işgalcilerin tarafına geçerek sözde Başbakan Sergey Aksyonov tarafından sözde Kırım Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak atandı. Akabinde, 24 Mart 2014 tarihinde Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu tarafından Rusya Karadeniz Filosu Komutan Yardımcısı olarak atandı. Aynı gün dönemin milletvekili Yuriy Sırotyuk, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, hain Komutanın, Filoya silahlarını bırakma ve Rus birliklerine direnmeme emri vermesi nedeniyle sabah saatlerinde Savunma Bakanı tarafından görevinden alındığını duyurdu. Kasım 2018'den beri Rus Donanması Pasifik Filosu Komutan Yardımcılığı yapan hain Komutan hakkında Ukrayna'da vatana ihanet suçlamasıyla dava açıldı. Avrupa Birliği, 17 Mart 2014 tarihinde Berezovskıy hakkında yaptırım uygulama kararı aldı.

"BİZİ KENDİ TARAFLARINA ÇEKMEYE ÇALIŞTILAR"

Kırım’da işgalcilerin 16 Mart 2014 tarihinde düzenlediği sözde referanduma kadar görevlerine devam ettiklerini anlatan Gökbayrak, şöyle konuştu:

Karar imzalanmadan önce hala "özsavunma" olduklarını söylerlerken, artık açık açık Rusya Federasyonu askerleri olduklarını söylüyorlardı.

Ş. Gökbayrak

İdari bölümde kalıyor, görevimize devam ediyorduk. En azından idari bölümü, evrakları ele geçirmesinler diye. Sözde referandum (16 Mart 2014) yapıldıktan ve "Rusya'ya bağlanma" kararının imzalandığı duyurulduktan sonra (18 Mart 2014) bize "siz yasa dışı silahlı grupsunuz, yok edilmelisiniz, elinizde silah da var, öldüreceğiz" demeye başladılar.  Karar imzalanmadan önce hala "özsavunma" olduklarını söylerlerken, artık açık açık Rusya Federasyonu askerleri olduklarını söylüyorlardı. 18'inden sonra hücum edeceklerini günde birkaç kez söylüyorlardı ve sonunda idari bölümü de ele geçirdiler. Bundan sonra toplanma emrini beklememizi istediler. İşgalciler toplantılar düzenleyip askerleri kendi tarafına çekmeye çalıştılar, ama ben bu toplantılara katılmayı bile düşünmedim. Sonra da Ukrayna'ya gitmek isteyenlerin şu şu tarihte gideceği açıklanınca gittim. Mart'ın sonuydu.

O zaman Belbek Havaalanında görev yapan subayların yaklaşık yüzde 40'ının, sözleşmeli askerlerin ise takriben yüzde 30'unun Ukrayna'nın ana kısmına gittiğini söyleyen Gökbayrak, bu oranın Kırım'ın genelinde olan en yüksek oran olduğunu belirtti.

"YA İSTİFA EDECEKTİM YA DA KIRIM'I TERK EDECEKTİM"

İşgalcilerin ordusuna geçmeyi asla düşünmediğini vurgulayan Şahin, "Bu kesinlikle söz konusu bile olamazdı. Rusya'nın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Müslümanları nasıl öldürdüğünü görüyorduk." dedi. Sadece istifa edip Vatanda yaşamak mı yoksa Ukrayna'nın ana kısmında görevime devam etmek mi seçeneklerini düşündüm... Ama görevime devam etme kararı aldım.

Daha sonra Ukrayna'nın doğusunda savaş başladığını hatırlatan Gökbayrak, orada da görev yaptığını kaydetti.

16 Mart 2014 tarihinde kamuflajlı Rus askerlerinin silahlarının gölgesi altında göstermelik bir referandum düzenlendi. Sözde referandum daha yapılmazken Ukrayna, oy kullanımını yasa dışı ve Anayasaya aykırı olarak kabul etti. 15 Mart 2014 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, sözde referandumu “geçersiz” olarak ilan edilmesini öngören kararı inceledi. Ancak karar, Rusya tarafından bloke edildi. Venedik Komisyonu, Avrupa Birliği ve ABD, yasa dışı yapılan sözde referanduma karşı çıktı, Kırım Tatarları boykot etti.

İşgalciler, sözde referanduma katılım oranının yüzde 84,17 olduğunu  ileri sürerken, seçmenlerin yüzde 96,57'sinin “Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için” oy kullandığın, yüzde 2,66'sının ise yarımadanın Ukrayna’ya bağlı özerklik statüsü için oy verdiği iddia edildi.

Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, kendi kaynaklarına atıfla, sözde referanduma gerçek katılım oranının yüzde 30-50 civarında olduğunu, Kırım Tatarlarının yüzde 99’unun oy kullanmadığını bildirmişti.

Ardından, 18 Mart 2014 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım sözde Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, dönemin sözde Kırım Başbakanı Sergey Aksyonov ve sözde Sivastopol Belediye Başkanı Aleksey Çalıy, Kırım ve Sivastopol’ün iki ayrı birim olarak "Rusya’ya bağlanmasına" ilişkin anlaşma imzaladılar.

Günümüzde Ukrayna’nın ana kısmında görev yapan Gökbayrak’ın ailesi vatan Kırım’da yaşıyor.

Annemle babam vatan Kırım'da yaşamaya devam ediyorlar. Kardeşlerim Ukrayna'nın ana kısmında. Kardeşlerimden biri Kırım'a gidip geliyor. Sınırda beni soruyorlar sürekli ama kendisine dokunmuyorlar. Diğer kardeşim Kırım'dayken işgalciler kendisinden siyasi tutsaklardan birine karşı ifade vermesini istediler. O , işgalcilerin baskısına boyun eğmedi ve Kırım'ı terk etmek zorunda kaldı. Şu an hapislerde bulunan siyasi tutsaklar arasında tanıdıklarım, hatta yakın arkadaşlarım da var.

Tıpkı diğer Kırım Tatarlarının da arzu ettiği gibi Şahin Gökbayrak’ın en büyük arzusu Rus işgalcilerden temizlenen Kırım’a kavuşmak ve vatanına orada hizmet etmek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.