Türkiye'deki Kırım Tatar diasporası: Verilen sözde cezalar, direniş azmimizi çoğaltıyor

Ömer Cihad KAYA
QHA Ankara

Rus yargı organlarının Kırım Tatar halkına karşı baskılarının merkezi haline gelen kurmaca davalarda bugün 8 Kırım Tatarı için karar günüydü. İşgalci Rus mahkemesi, duruşması görülen 7 Kırım Tatarı hakkında aldığı sözde kararda yine insan hakları ihlallerine ve hukuk dışı uygulamalara imza attı. Dünya Kırım Tatar Kongresi (DQTK) Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar, KTMM Türkiye Temsilcisi, Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay ve Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Rus mahkemesinin hukuk dışı kararı ve Kırım Tatarlarına yönelik baskıları değerlendirdi.

Kırım Derneği Genel Merkezi, dün son duruşması yapılan İkinci Bahçesaray Grubu Davası'nda alınan karara ilişkin bildiri yayımladı. Haberin devamı için:

Diasporadan, İkinci Bahçesaray Grubu davasında alınan kararlara sert tepki

Rus yargı organları, işgal altındaki Kırım’da yaşayan Kırım Tatar halkına baskıların merkezi haline davaların birinde daha karar duruşması yaptı. Yapılan duruşmada, Rus esareti altındaki 7 Kırım Tatarına toplamda 110 yıl hapis cezası verildi.

Sözde mahkemenin aldığı "kararı" yorumlayan DQTK Genel Sekreteri Avukat Namık Kemal Bayar, Rus yargı güçlerinin ortaya koyduğu kurmaca ve hukuk dışı dava süreçlerine yeniden dikkat çekti. Bayar'ın açıklamaları şu şekilde:

"DAVA DOSYASI UYDURMA DELİLLERLE DOLU VERİLEN KARAR YOK HÜKMÜNDE"

"Sözde Rus mahkemesi bugün 7 Kırım Tatarını toplamda 110 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı. Dava dosyasına baktığımızda delilleri uydurulmuş, olmayan bir suç isnat edilmiş ve esasında yargılama hak ve yetkisi olmayan bir kukla mahkemece yargılanmış bu insanlarımıza karşı yürütülen bu dava da verilen hüküm de hukuken batıl, yani yok hükmündedir.

Bayar, işgalci Rusya'nın Kırım'da tam olarak Cenevre Sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

Cenevre Sözleşmesine göre bir devletin işgal ettiği topraklarda kendi milli hukukunu uygulayarak yargılama yapması mümkün değildir. Bize göre Ukrayna ve Rusya arasında ilan edilmemiş ve bir savaş hali vardır. Bu nedenle Cenevre Sözleşmesi hükümleri de kesin bir uygulama alanı bulur. Bu cümleden hareketle, Rusya'nın Cenevre Sözleşmesindeki açık yasağın aksine hareket ederek işgal ettiği Kırım'da kendi milli hukukunu uygulaması ve yargı erkini kullanması açıkça savaş suçudur. Naziler, işgal ettikleri topraklarda kendi hukuk kurallarına göre yargılama yaparak esir ettikleri halklara ceza vermeleri nedeniyle Nürnberg Mahkemelerinde nasıl yargılandılarsa, Kremlin rejimi de Nazilerle aynı suçu işledikleri için Uluslararası Ceza Mahkemesinin karşısına bir gün çıkacaklardır.

"UKRAYNA, HUKUKSUZ YARGILAMALARI SAVAŞ SUÇU OLARAK GÖRMELİ"

Ukrayna, Rusya ile arasındaki 'de facto' savaş hali nedeniyle Rusya'nın Kırım'da ve doğu Ukrayna'da işlediği hukuksuz yargılama, tutuklama, adam öldürme, yaralama ve sair tüm suçları 'savaş suçu', bu fiillerin işleyen, suça iştirak eden ve azmettirenleri de 'savaş suçlusu' olarak görmeli ve yürüttüğü cezai kovuşturmaların niteliğini bu şekle sokmalıdır.

BAYAR: BU SÖZDE DAVA VE CEZALARIN TEK NETİCESİ, DİRENİŞ AZMİMİZİN ÇOĞALMASIDIR

Rusya'nın Kırım'da işlediği savaş suçu niteliğindeki insanlık suçlarının sayısı artmakta ve Uluslararası Ceza Mahkemesinin bakacağı dosya her geçen gün kalınlaşıp, kabarmaktadır. Buna karşılık, bu sözde davalarda yargılanan Kırım Tatarlarının savunmaları milli hareketimizin gelecek nesilleri için emsal metinler, duruşları ve direnişleri de örnek davranış biçimleri olmuştur. Bu sözde davalar ve cezaların Kırım Tatar halkı için tek neticesi direniş azmimizin artarak çoğalmasıdır.

KARATAY: TEK SUÇLARI İŞGALE RAZI OLMAMALARI

Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Türkiye Temsilcisi ve Emel Kırım Vakfı Başkanı, yapımcı ve yönetmen Zafer Karatay ise Rus işgali altındaki Kırım'da Kırım Tatar halkına yönelik toplu yargılamalar eliyle bir sindirme politikası yürütüldüğünü ifade etti. Karatay, "İşgalci Rusya, Kırım'da yine hayatları karartmaya onlarca çocuğu babasız bırakmaya devam ediyor. Aslında Putin, için bunların hiçbir önemi yok. Hatırlayınız, Suriye'de Rus uçaklarının bombaladığı hastanelerde evlerde binlerce masum çocuk şehit oldu. Ve bunlar dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Kırım'da Kırım Tatarlarına karşı bu kadar baskı yapılmasının, hiçbir suçu olmayan insanlara bu kadar ceza verilmesinin tek sebebi Kırım Tatarlarının Rus işgalini kabul etmemeleri ve Putin'e boyun eğmemeleridir. Bu insanlara ağır cezalar vererek Kırım Tatarlarını korkutmak sindirmek istiyor." ifadelerini kullandı.

İşgalci Rusya'nın kurmaca davaları sonucu esaret altında olan Kırım Tatar siyasi tutsakların çocuklarının babasız büyüdüğüne dikkat çekti. Babasız büyüyen çocukların durumuna dikkat çeken Karatay, "Putin'in Kırım Tatarlarını terörist olarak gösterme çabaları boşa gidecektir. Kırım Tatarları tarihlerinin hiçbir döneminde ne şiddete ne de teröre başvurmuşlardır. Sadece barışçı bir şekilde, akılla bilgiyle inançla birlik ve beraberlik içinde mücadele ettiler bu mücadeleyi de sürdürecekler" değerlendirmesini yaptı.

https://www.youtube.com/watch?v=XslWkbKLrhk&feature=youtu.be&fbclid=IwAR3Wg98YXPgwyBpCqrIhi9jehOKZ09RlqVz2w6cKmBa-OxM74CLti7aAPqQ&ab_channel=QHAmedia PUTİN REJİMİ, İŞGALİ KABUL ETMEYEN KIRIM TATARLARINI YOK ETMEK İSTİYOR

Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Putin Rusyası'nın gerçekleştirdiği kurmaca davalar ve verilen sözde cezalar hakkında, "Bu Kırım Tatar gençlerinin hiçbiri eline silah almadı, hiç kimseye en ufak bir zarar vermedi, hiçbir yere tek bir taş bile atmadı. Hepsi entelektüel, barışçı ve vatansever insanlar. Vatanları Kırım'ın Putin Rusyası tarafından alçakça işgalini ve milletlerinin yok edilmek istenmesini ise asla kabul etmiyorlar. Tam da bu sebepten canî ve işgalci Putin rejimi onları yok etmek istiyor, onları lanetli Rus hapishanelerinde çocuklarından ve milletlerinden 15-20 yıl uzak tutacağını ilân ediyor. Hâlâ bu işgalci ve zalim canîlerden ve onların uşaklarından tiksinmeyenler tiksinilmeyi sonuna kadar hak ediyor" ifadelerini kullandı.

İKİNCİ BAHÇESARAY GRUBU DAVASI: 7 KIRIM TATARINA TOPLAM 110 YIL HAPİS CEZASI!

Rus yargı organları, işgal altındaki Kırım’da yaşayan Kırım Tatar halkına baskıların merkezi haline davaların birinde daha karar duruşması yaptı. Yapılan duruşmada, 7 Kırım Tatarına toplamda 110 yıl hapis cezası verildi.
Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurgulanan sözde Hizb-ut Tahrir davası çerçevesinde yargılanan İkinci Bahçesaray Grubu’nun son duruşması bugün Rusya’nın Güney Askeri Bölge Mahkemesinde görüldü. Duruşma çerçevesinde 8 Kırım Tatarı hakkında alınan kararlar açıklandı.
Rus mahkemesi Ernes Ametov hakkında aldığı kararını açıklarken gizli tanıkların verdiği ifadelere göre Ametov’un Hizb-ut Tahrir üyesi olduğunu ispatlandığını belirtti. Öte yandan mahkeme Ametov’un örgütteki faaliyetlerine son verdiğinin kanıtlandığını kaydederek hakkında açılan davanın düşürüldüğünü açıkladı.

RUS MAHKEMESİNİN KIRIM TATARLARI HAKKINDA ALDIĞI KARARLAR!

Bununla birlikte Rus mahkemesi, güya “terör örgütünün faaliyetlerinin organize” etmekle suçlanan Süleyman (Marlen) Asanov’u 19 yıl hapis cezasına, Memet Belalov’u 18 yıl hapis cezasına, Timur İbragimov’u da 17 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca, güya “terör örgütü faaliyetlerine katılmakla” suçlanan Server Zekiryayev için 13, Server Mustafayev’i 14, Seyran Saliyev’i 16, Edem Smailov’u 13 yıl hapis cezasına mahkum etti.

DURUŞMAYA UKRAYNA BAŞKONSOLOSU KATILDI

Kırım Dayanışma sivil teşkilatının yaptığı açıklamaya göre, duruşmaya Ukrayna’nın Rostov-na-Donu Başkonsolosu Taras Malısevskiy, Ukrayna Konsolosu Sergiy Yuçenko katıldı.

SİYASİ TUTSAKLARA DESTEK VERMEK İÇİN YÜZLERCE KİŞİ MAHKEME ÖNÜNDE TOPLANDI

Açıklamada, Kırım Tatar siyasi tutsaklara destek vermek amacıyla mahkeme önünde Kırım’dan gelen 200’den fazla insanın toplandığı bildirildi. Öte yandan mahkeme salonuna sadece 33 kişinin dinleyici olarak alındığı belirtildi. Polis görevlilerinin mahkeme önünde toplanan kişileri videoya çektiği kaydedildi.

SİYASİ TUTSAKLAR İÇİN DUA MERASİMLERİ DÜZENLENDİ

Bilindiği gibi, İkinci Bahçesaray Grubu davasının son duruşması öncesinde Kırım’ın bir çok yerinde, Kırım Tatar siyasi tutsaklarına destek vermek amacıyla dua merasimleri düzenledi. 

8 KIRIM TATAR SİYASİ TUTSAK HAKKINDA TOPLAM 147 YIL HAPİS CEZASI İSTENDİ

Kırım Tatarlarına baskı uygulamak amacıyla kurgulanan sözde Hizb-ut Tahrir davası çerçevesinde yargılanan İkinci Bahçesaray Grubunun davasının görüldüğü Rusya Güney Askeri Bölge Mahkemesinde 31 Ağustos 2020 tarihinde yapılan duruşma sırasında Rus savcının 8 Kırım Tatar siyasi tutsak için talep ettiği cezayı açıklamıştı.

Rus savcı, güya sözde “terör örgütünün faaliyetlerinin organize” etmekle suçlanan Süleyman (Marlen) Asanov için 20 yıl hapis ve 800 bin ruble para cezası, Memet Belalov için 21 yıl hapis cezası, Timur İbragimov için 20 yıl hapis cezası istedi.

Öte yandan, güya “terör örgütü faaliyetlerine katılmakla” suçlanan Server Zekiryayev için 15, Server Mustafayev için 17, Seyran Saliyev için 19, Ernes Ametov için 17,5 ve Edem Smailov için 17,5 yıl hapis cezası talep edildi.

KIRIM TATAR AKTİVİSTLERE VE BAĞIMSIZ GAZETECİLERE BASKI

Rusya 2014’te Kırım’ı işgal ettikten sonra yarımadada düzenli olarak sivil aktivistlerin, bağımsız gazetecilerin, Kırım Tatar milli hareketi aktivistlerinin ve Kırım Tatar Milli meclisi üyelerinin evlerine aramalar düzenliyor. İşgalci yönetim, böylelikle baskı uygulayarak Rus işgaline karşı çıkan herkesi susturmaya çalışıyor.

6 KIRIM TATARI EKİM 2017’DEN BERİ TUTUKLU

Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın Bahçesaray şehrinde, 11 Ekim 2017 tarihinde işgalci kolluk kuvvetleri, Kırım Tatar aktivistlerin evlerinde arama düzenledi. Evlerinde arama yapılan Kırım Tatarlarının; Salaçık Kafe’nin sahibi Süleyman Asanov, evinde üçüncü kez arama yapılan aktivist Seyran Saliyev, sivil aktivist Timur İbragimov, Server Zekeryayev, Memet Belalov ve Ernest Ametov olduğu açıklandı. 6 Kırım Tatarı da evlerinde yapılan aramalardan sonra alıkonuldu.
İşgalciler, 21 Mayıs 2018 tarihinde Bahçesaray’da Kırım Dayanışması sivil toplum teşkilatı aktivisti Server Mustafayev ve Kırım Tatarı Edem Smailov’un evine aramalar yapıldı. Aramalardan sonra iki Kırım Tatarı alıkonuldu.