SON DAKİKA
Hava Durumu

Kırım Tatar siyasi tutsak Emil Cemadenov'un eşi: Halkımız bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı

Kırım Tatar siyasi tutsak Emil Cemadenov'un eşi: Halkımız bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı

Haber Giriş Tarihi: 19.04.2020 15:42
Haber Güncellenme Tarihi: 21.04.2020 16:40
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Tatar siyasi tutsak Emil Cemadenov'un eşi: Halkımız bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı

Asif Aliyev/ Kırım Haber Ajansı-Kıyiv

İnsan hakları savunucularının verilerine göre yüze yakın Kırımlı siyasi nedenlerden ötürü Rusya veya işgal edilen Kırım’daki hapishanelerde alıkonuluyor. Söz konusu siyasi tutsakların büyük çoğunluğu Kırım Tatarı. 

Kırım Haber Ajansı (QHA), siyasi tutsakların ailelerinin durumunu ve yaşantısını anlatan yazı dizisine devam ediyor. İlk görünüşte sadece tutsak listelerinde belirtilen bir isim olarak algılansalar da, siyasi tutsakların her birinin ayrı birer hikayesi var.

Kremlin esiri Kırım Tatarı Emil Cemadenov, Akmescit’in Kırım Tatarlarının toplu olarak ikamet ettiği Kamenka semtinin sakini. İki üniversiteden mezun olan ve alıkonulmadan önce şoförlük yapan Emil, evli ve üç çocuk babasıydı. Ekim 2016’da işgalciler onu ve dört Kırım Tatarını alıkoydu. 

18 Haziran 2019 tarihinde Rusya’nın Kuzey Kafkasya Askeri Mahkemesi, dört Kırım Tatarı (Birinci Akmescit Grubu) hakkında hapis cezası kararı almıştı. Rus mahkemesi, düzmece davalar çerçevesinde Emil Cemadenov ve Ayder Saleddinov’u 12 yıl, Teymur Abdullayev’i 17 yıl, Rüstem İsmailov’u 14 yıl, Üzeir Abdullayev‘i de 13 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Aralık 2019’da Rusya Yüksek Mahkemesi beş Kırım Tatarına verilen hapis cezalarının sürelerini altışar ay kısaltmıştı.

Rus mahkemesi, Cemadenov’u güya Rusya Ceza Kanununun 205.5. maddesinin 2 fıkrası uyarınca “terör örgütünün faaliyetlerine katılmakla” suçlu buldu. Emil Cemadenov alıkonulduktan 9 gün sonra kızı dünyaya geldi. Şu an Emil, Başkurdistan Cumhuriyeti’nin Salovat şehrindeki 16 numaralı cezaevinde 2 aydır hücrede tutuluyor.

Kırım Haber Ajansına (QHA) konuşan Kırım Tatar siyasi tutsak Emil Cemadenov’un eşi Liana Belalova eşini, evlerinde yapılan aramayı, Kırım Tatarlarının birbirlerine verdiği desteği anlattı.

Emil ve ben, Özbekistan’ın Semerkand şehrinde dünyaya gelmişiz. Hatta aynı hastanede sadece 7 yaş arayla doğmuşuz. Ama ailelerimiz Kırım’da tanıştı. İlk tanıştığımız zaman Emil’in eğitimli olması, konuşma yeteneği ve ciddi karakteri hemen dikkatimi çekmişti.

Eşim iki üniversiteden mezun oldu. İlk üniversitesini Türkiye’de Turizm ve Otelcilik bölümünde bitirdi. Kırım’a döndükten sonra da Tavriya Ekoloji Enstitüsüne kaydoldu ve orada Siyasi Bilimler Bölümünde okudu. Ancak bazı koşullar nedeniyle Emil aldığı eğitimlerle ilgili bir iş yapamadı ve alıkonulmadan önce şoför olarak çalışıyordu.

O zaman iki oğlumuz vardı ve üçüncü çocuğumuzun doğmasını bekliyorduk.  Doğum tarihi yaklaştığı için Tataristan’da yaşayan annem yanımıza gelmişti. Emil, işten izin almıştı. Annemi karşıladık ve ona Kırım’ı gezdirdik, akrabalarımıza götürdük.

SABAH NAMAZINA KALKMIŞTIK...

12 Ekim 2016 tarihinde, Çarşamba günü sabah saatlerinde sabah namazına kalkmıştık. Emil, bahçemizde birilerinin dolaştığını gördü. Daha sonra kapıya vurmaya başladılar. Kapıyı kırmasınlar ve çocuklarımızı korkutmasınlar diye Emil hızlı bir şekilde kapıyı açtı. Ben annemi uyandırmaya gittim. Annem ilk önce doğurmaya başladığımı düşündü.  Ancak salona girdiği zaman damadının kelepçelendiğini ve odada bir sürü maskeli, silahlı adam gördü.

Girdikleri zaman görevlilerden galoş giymelerini istedim. Evde ayakkabısız dolaştığımızı, küçük çocuklarımızın olduğunu benim de hamile olduğumu söyledim. Beni dinlediler. Bazılarında galoşlar vardı bazılarına ben galoş verdim.

Emil namaz kılmak için izin istemişti buna izin vermediler. Arama sırasında evde olan Azerbaycanlı din bilimci Emir Kuliyev’in editörlüğünde yayınlanan Kur’an-ı Kerim’in tercümesine el koydular. Kitabın yasaklı olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık... Bununla birlikte "Ahiret’in Pasaportu" isimli bir kitaba ve eşimin telefonuna el koydular. Emil’i FSB şubesine götürdüler.

MAHKEME SÜRECİ BAŞLADI...

Daha sonra soruşturma, “iddianamenin” hazırlanması ve mahkeme süreci başladı. Emil alıkonulduktan dokuz gün sonra 21 Ekim 2016 tarihinde kızımız doğdu. Bundan dolayı, ilk başlarda mahkeme duruşmalarına katılamamıştım. 

Eşim kızına İslam adetlerine uygun olarak ad koyamadı. Bunu onun küçük kardeşi yaptı. Kızımıza Asiye ismi verdik. Emil bunu çok istiyordu. Doğumdan 6-7 ay sonra duruşmalara katılmaya başlamıştım. Asiye 8 ayı doldurduğu zaman, onu da mahkemeye götürmüştük. Emil sadece üç metre uzaklığından kızını görebilmişti. O anda gardiyanlar onu koridordan geçiriyorlardı. Kızımız annemin kucağındaydı. Emil’e sadece bakmaya izin verdiler. Kızını kucağına almasına veya öpmesine izin verilmedi. 

Savcı, Emil için 11 yıl hapis cezası istemişti. Avukatın bana o zaman anlattığına göre hakim bu cezayı kabul edebilirdi veya onu bir yıl daha indirebilirdi. Ancak bunun yerine mahkeme, Emil’e ve onunla birlikte yargılanan Kırım Tatarlarına savcının talep ettiğinden daha büyük bir ceza verdi. Kararı duyunca şok olmuştuk. Emil, Akmescit tutukevindeyken, alıkonulduktan 10 ay sonra, ilk kez görüşmemize izin verilmişti. En son ise onunla Aralık 2019’da görüşmüştüm. Görüştüğümüz zaman bana umudumu kaybetmememi ve moralimi yüksek tutmamı söylemişti...

Alıkonulmadan önce de Emil’in bazı sağlık sorunları vardı ama o her erkek gibi bunlardan bahsetmeyi sevmezdi.  Emil’in kronik ülseri ayrıca mitral kapak prolapsusu (kalp kapağının sarkması) var. Bununla birlikte, ona bademcik iltihabı teşhisi konulmuştu bundan dolayı sık sık baş ağrısı çekiyordu.

Tabii ki tüm bu rahatsızlıklar, hapishane şartlarında daha da kötüleşiyor. Fakat Emil hiçbir zaman bize şikayet etmiyordu. Biz bu haberleri onunla görüşebilen avukatlardan alıyoruz. 

Başkurdistan’daki Salovat kentine 16. numaralı cezaevine sevk edilen Emil 2 aydır hücre cezasında tutuluyor. Anne babasına gönderdiği mektupta orada tutulduğunu ve hücre cezası sürecinin sürekli uzatıldığını bildirdi. İlk önce azami süre 10 gün olmasına rağmen sağlık durumundan dolayı jimnastik yapmayı reddettiği için 20 günlük hücre cezasına gönderilmişti.

Mektupta tutulduğu hücrenin çok küçük olduğunu ve sadece 21.00 ile 05.00 arasında uyumasına izin verildiğini söylemişti.

Eşimin alıkonulduğu ilk günden beri halkımız bizi yalnız bırakmıyor. Annem yanımızdayken gelen desteğe ve yardıma şaşırmıştı. Herkes elinden geldiği kadar yardım ediyor. Bazıları maddi bazıları manevi olarak... 

Bu dayanışmayı gören annem çok duygulanıp, ağlamıştı. İnsanların desteği olmadan ne yapardık bilemiyorum. Tek başıma üç çocukla birlikte kaldım…

Alıkonulduğundan beri Emil yazdığı mektuplarda her zaman kısa zaman sonra geri döneceğini ve bizden moralimizi bozmamamızı istedi. Biz Müslüman olarak ilk önce Allah’a güveniyoruz ve hayatımızda olan her şeyin O’nun isteğiyle olduğuna inanıyoruz. Tabii ki hepimiz tutsak değişimini bekliyorduk. Bize verilen sözler vardı. Ama buna rağmen bir hayal kırıklığı yaşamıyoruz. Eşlerimiz morallerini yüksek tutuyor ve hapisteyken bile bize destek vermeye çalışıyorlar.


En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.