SON DAKİKA
Hava Durumu

Kırım Müftüsü Ayder Rüstemov: Kırım Tatarları arasında maneviyata ilgi duyan kişilerin sayısı arttı

Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, Kırım Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Rüstemov, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği içerisinde olduklarını belirterek, Ukrayna'nın kendi imamlarını yetiştirmesi gerektiğini ifade etti. Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresinin, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı iş birliğini değerlendiren Rüstemov, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilişkilerimiz çok yakın" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 20.04.2021 16:38
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.2021 16:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.qha.com.tr/
Kırım Müftüsü Ayder Rüstemov: Kırım Tatarları arasında maneviyata ilgi duyan kişilerin sayısı arttı

Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, Kırım Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Rüstemov, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği içerisinde olduklarını belirterek, Ukrayna'nın kendi imamlarını yetiştirmesi gerektiğini ifade etti. Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresinin, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı iş birliğini değerlendiren Rüstemov, "Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilişkilerimiz çok yakın" ifadelerini kullandı.

Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesi ve Kırım’daki Müslümanların dini idaresinin işgalcilerin kontrolü altına geçmesinden sonra, Ukrayna’nın ana kısmında yeniden kurulan Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Müftü Ayder Rüstemov, Kırım Haber Ajansına verdiği mülakatta; aldığı eğitiminden, Kırım’da faaliyet gösteren farklı dini cemaatlerden bahsetti. Bunun dışından Kırım Müftülüğünün, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptığı iş birliği anlatan Rüstemov, Ukrayna’nın kendi imamları yetiştirmesi gerektiğini ifade etti.

Ayder Hoca, Ramazan ayında bir etkinliğin yapılması planlanıyor mu?

Şu an yeni koronavirüs dalgası gözlemleniyor, bu yüzden camilerde toplu namaz kılınamıyor. İzin verilse bile her şey salgın çerçevesinde alınan tedbirlere uyarak yapılacak. Maske, mesafe kuralına uyarak. 

Fakat biliyor musunuz her şeyde bir hayır vardır. Geçen sene de Ramazan ayını salgın şartları altında geçirdik ve benim için çok özel bir Ramazan ayı oldu. Orucun tadına vardım. Bence normal şartlar altında Ramazan ayında organizasyon faaliyetleri ile uğraşanlar insanlar daha çok rutin işlerle uğraştığı için bu kutsal ayının nasıl başlayıp nasıl bittiğini anlamıyorlar.

"KIRIM TATARLAR ARASINDA MANEVİYATA İLGİ DUYAN KİŞİLERİN SAYISI ARTTI"

Ayder Hoca, son zamanlarda Kırım Tatarları arasında oruç tutan, namaz kılan kişilerin sayısı artıyor. Sizce bunun neyle ilgisi var?

Neredeyse her gün Kırım’daki akrabalarımla görüşüyorum. Babamın anlattığına göre, köyde eskiden sadece yaşlılar oruç tutardı belki toplamda 10 kişi... Şimdi ise köyün yarısı oruç tutuyor. Ancak istatistik için net sayılara ihtiyacımız var. Net olarak sadece son dönemde Kırım Tatarları arasında maneviyata ilgi duyan kişilerin sayısının artığını söyleyebilirim. Sebep ise basit; Allah bizim halkımızı sınavdan geçiriyor. Zor sınavdan geçen halkımız ise Allah’a yönleniyor. Bu da iyi bir şey.

Kırım’da şu an hangi cemaatler faaliyet gösteriyor? Sizce bu çeşitliliğinin sebebi nedir?

Çok fazla var. Maalesef işgalden önce Kırım Müftülüğünün onlarla ilgilenmemesi büyük bir soruna dönüştü. Farklı cemaatlere yönelik doğru ve dengeli bir politika yoktu. Bildiğiniz gibi Sovyetler Birliği’nde din yasaktı. Büyük annem ve büyük dedem namaz kılar, oruç tutarlardı. Fakat çocuklarına bunu yapmaya yasaklıyorlardı çünkü o şartlar altında çocukları için endişeleniyorlardı. Yine de bu insanlar imkanları izin verdiği kadar adetlerini, dini değerlerini korumaya ve çocuklara aktarmaya çaba gösterdiler. Allah’a şükür bunu başardılar. 

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Kırım’da manevi açlık vardı. Farklı ülkelere din dersi almaya giden öğrenciler oldu. Bu da ideolojik din algısını etkiledi. Yurt dışında farklı ülkelerde İslam’ı öğrenen bu gençler, Kırım’a döndükten sonra insanlara dini öğretme konusunda enerji doluydu. Fakat isteyerek veya istemeyerek, bu insanlar din öğrendikleri ülkelerin sorunlarını da Kırım’a taşıdılar. 

Biz, Kırım Müftülüğü olarak onlarla çalışmalıydık, ortak yol bulmalı, diyalog kurmalıydık. Birlik olmalıydık. Bu çok zor bir süreç şu an bunu bire bir hissediyorum ama devletçiliğimizi geri kazanmak istiyorsak imkansız bir şey değil.

"AKLINIZA GELEBİLECEK HER DİNİ CEMAAT KIRIM’DA VAR"

Tam olarak hangi cemaatler faaliyet gösteriyor söyleyebilir misiniz?

Aklınıza gelebilecek her cemaat Kırım’da var. Sözde Selefi hareket, Hizb-ut Tahrir ve hatta Şiiler.

Kremlin tarafından alıkonulan Kırım Tatar siyasi tutsakların çoğu Hizb-ut Tahrir üyesi olmakla suçlanıyor. Sizce neden bu örgüt Kırım Tatar gençleri arasında bu kadar popüler oldu?

Muhtemelen vaaz verme işiyle uğraşan insanların faaliyetleri sayesinde. Bu faaliyetleri çok iyi organize edilmiş. Hizb-ut Tahrir genel olarak İslam dünyasında popüler değildir ancak Lübnan, Başkurdistan ve Kırım’da destekçileri var.

Hizb-ut Tahrir örgütünün aşırıcı bir örgüt olduğunu düşünüyor musunuz?

Hizb-ut Tahrir Örgütü terör örgüt olarak görmüyorum. Bu konuda tutumum net. Kırım, Rusya tarafından işgal edilmeden önce de bunu söylüyordum. Evet, Hizb-ut Tahrir örgütünün bazı hedefleri var fakat yöntemleri barışçıl. Sonuçta demokratik bir ülkede yaşıyoruz her insan kendi inançları hakkında özgürce konuşabilir.

Rusya Kırım’ı işgal ettikten sonra Kırım Tatarlarının arasında büyük saygı gören Müftü Emirali Ablayev, işgalcilerle iş birliği yaptı. Siz ve Kırım Tatarları bunu nasıl karşıladınız? Sizce neden böyle bir şey yaptı?

FSB’nin (Rusya Federal Güvenlik Servisi) yöntemleri şantaj ve baskı. Herhalde kendisine şantaj edildi, baskı uygulandı ama bu sadece benim tahminlerim. Elimde bir kanıt yok. Bir insanın aniden görüş açısını değiştirmesi şüphe uyandırır. 26 Şubat 2014’te Kırım’da işgale karşı düzenlenen mitingde Ablayev, Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) açıkça desteklemişti. Ama bir süre sonra fikrini tamamen değiştirdi. Demek ki bir şey oldu.

İşgalden önce siz Kırım Müftülüğünde görev yaptınız mı?

Hayır. Hiçbir zaman. Benim için din yaşam biçimiydi, profesyonel bir faaliyet konusu değildi. Ancak olaylar böyle gelişti ve Ukrayna ana karasında Kırım Müftüsü seçildim.

"TÜRKİYE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞIYLA YAKIN İŞ BİRLİĞİMİZ VAR"

Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi'nin yaptığı faaliyetleri anlatır mısınız?

Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi; halkın manevi ve milli kimliği korumak, Kırım ile iletişim sürdürmek ve tabii ki Ukrayna ana karasında İslam'ı tanıtmak gibi Kırım Tatar halkının önüne çıkan meydan okumalara karşı koymak amacıyla kuruldu. Dini bir enstitüye ihtiyacımız vardı ve siyasi organımız onu oluşturma kararı aldı. 2016 yılında 14 Kırım Tatar din cemiyetinin katıldığı dini kurultay düzenlendi. Kurultayın moderatörlüğünü KTMM Başkanı Refat Çubarov yaptı. Bu kurultayda ben müftü seçildim. Ben kurultaya katılan dini cemiyetlerin üyelerinden biriydim. 

Kırım Tatarları siyasi, ekonomik ve diğer alanlarda Türkiye ile yakın iş birliği yapıyor. Kırım Özerk Cumhuriyeti Müslümanları Dini İdaresi olarak Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilişkileriniz nasıl?

Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilişkilerimiz çok yakın. Ukrayna’da onu İsa Yakın temsil ediyor. O sadece meslektaşım değil, benim yakın arkadaşım. Odesa’daki Konsoloslukta çalışıyor. Din öğretmenlerine ihtiyaç olduğu zaman resmi olarak Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığından öğretmen, imam gönderilmesini istiyoruz. Novooleksiyivka, Herson, Melitopol, Lviv ve Lutsk’ta Türkiye’den gelen öğretmenlerimiz var. Onlar Cuma namazı kıldırıyor, İslam dersleri veriyor, Kur-an’ı Kerim’i okumayı öğretiyorlar.

"HEP YURT DIŞINDA EĞİTİM ALMAYA HAYAL ETTİM"

Ayder Hoca siz sürgünde doğdunuz. Özbekistan’daki hayatınızdan bahseder misiniz?

Özbekistan’ın Semerkand bölgesindeki Çelek kentinde doğdum. 3. sınıftayken ailem Kırım’a geri döndü. Babam, Kırım Tatar milli hareketi emektarı. O, Kırımoğlu ile birlikte Moskova’daki eylemlere katıldı. 1988 yılında Özbekistan’dan Kırım’a taşınma kararı aldı. O zaman Kırım’da iş bulmak çok zordu ama babam başardı. Kırım’ın kuzeyinde bulunan Curçi (Pervomayskoye) bölgesindeki Elkeç (Alekseyevka) köyündeki okulda iş buldu. Bu köyde ev aldık ve yaşamaya başladık.

Köydeki okuldan mezun oldum ve her zaman yurt dışında eğitim almaya hayal ettim. Ve Allah bana böyle bir fırsat verdi. 1996 yılında Türkiye’de üniversitede eğitim alma hakkı kazanmıştım. O yıl Türkiye’deki üniversiteler için çok büyük bir talep vardı. Bana sadece bir yıl sonra üniversiteye başlayabileceğim veya Ürdün'de okuyabileceğim söylendi. Anne ve babama danıştıktan sonra ben ve dört Kırım Tatarı eğitim almak için Ürdün’e gittik. Al al-Bayt Üniversitesinden mezun olduktan sonra Ukrayna’ya döndüm. İlahiyat fakültesini kazandım. Fakat bir yıl okuduktan sonra Arap Dili ve Edebiyatı Bölümüne geçiş yaptım. Din ağırlıklı bir üniversite olduğu için yine de tüm din derslerini aldım.

Bugün maalesef İslam terörizmle bağdaştırılıyor. Ukrayna’da yaşayan Müslümanların radikalleşmesi ve diğer ülkelerin etkisinde kalmasından kaçınmak için Ukrayna'nın imam yetiştirmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

Mutlaka. Bu konudaki tutumum kesin, kendi uzmanlarımızı yetiştirmeliyiz. Kendi imamlarımız olmalı çünkü dışarıdan gelen insan yerel koşullara alışana kadar bir süre geçiyor. Bir kişi bir konuda danışmak isterse cevap vermeden önce sorunu her yönden anlamak gerekiyor. Tüm şartları anlamak gerekiyor.

Kırım Müftülüğü, Kremlin esirlerine ve ailelerine yardım ediyor mu?

Elimizden geldiği kadar yardım ediyoruz. Kırım Müftülüğü, Rus mahkemelerinin Kırım Tatarlarına verdiği para cezalarını ödemek için organize edilen para toplama maratonlarına katıldı. Ben de para toplama kampanyaları da başlatarak siyasi tutsakların aileleri için para toplamıştım.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.