"Kırım’da su ile ilgili tüm sorunlardan Rusya sorumludur"

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 28. Ekonomi ve Çevre Forumunun oturumunda Ukrayna Delegasyonu, Rusya’nın işgalci devlet olarak işgal ettiği Kırım’da su sorunlarından sorumlu olduğunu hatırlattı. 

Ukrayna’nın Viyana’daki Uluslararası Kuruluşlar Temsilciliğinin Twitter hesabı üzerinden 11 Eylül 2020'de yapılan açıklamada, “AGİT 28. Ekonomi ve Çevre Forumunun oturumunda Ukrayna Delegasyonu, Kırım ve Donbas’ta toprak bozulması, yasa dışı madencilik, toksik madde emisyonları, Kerç köprüsünün inşası, Yunkom madenindeki durum dahil olmak üzere Rus silahlı saldırganlığının yıkıcı sonuçlarına dikkat çekti. Rusya işgalci devlet olarak, uluslararası hukuka uygun olarak, işgal edilen Kırım'a su temininden tamamen sorumlu olduğunu vurgulamak istiyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Twitter is purging a lot of spam/scam accounts right now, so you may see your follower count drop

Birleşmiş Milletler (BM) Ukrayna Gözlem Misyonu da, Kırım’da insanlarının suya erişiminin sağlanmasından işgalci Rusya’nın sorumlu olduğunu kaydetmişti. Ayrıca BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Kırım’ın statüsüne ilişkin tutumlarının değişmediğini ve bu tutumun “Kırım Özerk Cumhuriyeti ile Sivastopol kentindeki insan hakları durumu” hakkındaki BM Genel Kurulu kararlarına dayandığını bildirmişti.

Kırım Hakikat sitesinin 3 Eylül 2020 tarihli haberine göre, BM Ukrayna Gözlem Misyonu, Kırımlı işbirlikçi Natalya Poklonskaya’nın Yarımada’ya su tedarikinin yeniden sağlanması için BM’ye gönderdiği dilekçeye aldığı cevap ile ilgili açıklamasını yorumlamıştı.

Rusya Kırım’ı işgal etmeden önce, yarımadanın içme suyu ihtiyacının yüzde 85’i Ukrayna tarafından Dinyeper (Dnipro) nehrinin Kuzey Kırım Kanalı’na aktarılması sayesinde sağlanıyordu.

1961-1971 yıllarında kurulan Kuzey Kırım kanalı Ukrayna’daki Kahovskoye baraj gölünden Kırım’ın Kerç şehrine kadar uzanıyor. Uzunluğu 402,6 km olan kanal saniyede 300 metreküp su akışı sağlıyor.

Şubat-Mart 2014’te Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra kanaldan sağlanan su tedariki durdurulmuştu. Rus işgalci yönetimi, yarımadada başlattığı inşaat, askeri ve sanayi ihtiyaçları için su sağlamak amacıyla yeraltı su kaynakları kullanmaya başladı. Ancak bu durum Kırım toprağının tuzlanmasına yol açıyor.