Türk milli mücadelesinin hedef ve esasını belirleyen Misak-ı Milli’nin kabulünün 104. yılı
Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni dünya düzeni içerisinde, Türk milletinin yaşadığı sınırları belirlemek ve bunu uluslararası kamuoyu ile paylaşarak kesinlik kazandırmak için son Osmanlı Mebusan Meclisi, 28 Ocak 1920 günü tarihi bir karar aldı. Meclisin aldığı kararlar doğrultusunda çizilen sınırları ilan eden Misak-ı Milli'nin kabulünün bugün 104. yıl dönümü.
#MisakıMilli 104 Yaşında.#28Ocak pic.twitter.com/Pt9TgGSVSg
— Devlet Arşivleri Başkanlığı (@devletarsivleri) January 28, 2024
MİSAK-I MİLLİ NEDİR?
Misak-ı Milli, 1. Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni dünya düzeni içerisindeki Osmanlı Devleti'nden arda kalan topraklarda yaşayan Türklere ait toprakları çizen bir sınır olarak belirlenmişti. Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin 17 Şubat 1920'de kamuoyuna açıkladığı sınırlar, Misak-ı Milli olarak biliniyor. Ancak açıklanan bu sınırlar meclis tarafından 28 Ocak 1920'de kabul edilmişti. Misak-ı Milli, Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere vatanperver subay ve milletvekillerinin diretmesi ile mecliste açıklanmış, sonrasında da İtilaf devletleri tarafından işgal süreci başlatılmıştı.
MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI
Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilerek Osmanlı Türklerinin yaşadığı alanları -kesin olmamakla birlikte- siyaseten belirleyen Misak-ı Milli'ye dahil edilen topraklar şöyle:
Kıbrıs, Musul Vilayeti, Deyr-i Zor, Kars, Ardahan, Batum, Musul, Batı Trakya ve On İki Ada.
MİSAK-I MİLLİ KARARLARI
Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilen Misak-ı Milli kararları ise şöyle:
Misak-ı Milli bir bütündür ve asla ayrılamaz.
Mondros sonrası işgal edilen yerlerin geleceğine halkın oylaması ile karar verilecektir.
Ülkenin tam bağımsızlığı esastır. (siyasi, mali ve adli) Bu konudaki kısıtlamalar kabul edilemez.
Batı Trakya'nın durumuna halkın oyları karar verecektir.
Kars, Ardahan ve Batum'da halk oylaması yapılacak ve bölge halkı geleceğine karar verecektir.
İstanbul ve Marmara Denizi güvenliği açısında tehlikeden uzak bir duruma getirilecek.
Boğazlar ticarete açık kalacaktır.