SON DAKİKA
Hava Durumu

#Çerkes

QHA - Kırım Haber Ajansı - Çerkes haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çerkes haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

KTMM Başkanı Çubarov: Kırım Tatar ve Çerkes halklarının tek düşmanı Rusya Haber

KTMM Başkanı Çubarov: Kırım Tatar ve Çerkes halklarının tek düşmanı Rusya

Birleşik Çerkes Konseyi öncülüğünde birincisi 2023 yılı ağustos ayında İstanbul'da tertip edilen Uluslararası Bağımsız Çerkesya Konferansı'nın ikincisi 23 Kasım 2024 tarihinde katılımcıların farklı ülkelerde bulunması nedeniyle çevrim içi olarak gerçekleşti. "Küresel barış ve riskler bağlamında Çerkes milletinin ve Çerkesya’nın bağımsızlığı" temasıyla düzenlenen konferansa davet alan Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, gerçekleştirdiği konuşmasında, Kırım Tatar ve Çerkes halklarının topraklarını işgal eden ve temsilcilerini yok eden tek bir düşmanı olduğunu ve bu düşmanın da Rusya olduğunu kaydetti. "KIRIM TATAR VE ÇERKES HALKLARININ TEK BİR DÜŞMANI VARDIR" Konuşmasında dünyanın otoriter ve otokratik rejimler ile demokratik devletler ve özgürlük arayışında olan halklar arasında şiddetli bir çatışmanın yaşandığı çok zor bir dönemden geçtiğini belirten Refat Çubarov, "Böyle bir dönemde, Rus İmparatorluğu, ardından Sovyetler Birliği ve şimdi de Rusya Federasyonu tarafından soykırıma uğrayan halkların sadece kendi aralarındaki birliği korumaları değil, aynı zamanda halkların kendi kaderlerini tayin hakkını tanıyan ve insan haklarına saygı gösteren diğer halklar ve demokratik devletlerle bir arada durmaları da çok önemlidir." ifadelerini kullandı. "Bir asır önce olduğu gibi, Kırım Tatar ve Çerkes halklarının topraklarını işgal eden ve temsilcilerini yok eden tek bir düşmanı vardır. Ve bu düşman, eski Rus İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği'nin emperyal politikasını sürdüren Rusya Federasyonu'dur." diyen Çubarov, Rus imparatorluğunu eski sınırları içinde yeniden kurmak isteyen Moskova'nın Ukrayna'ya ve Ukrayna halkına karşı bir savaş başlattığını söyledi. Çubarov ayrıca savaşın 2014 yılında başladığını anımsatarak, "Kremlin'in bu savaşı, Ukrayna devletinin ayrılmaz bir parçası olan Kırım Tatar halkının anavatanı Kırım'ı işgal ederek başlatmıştır." dedi. KTMM, ÇERKES HALKININ TEMSİLCİLERİNE DESTEK OLMAYA HAZIR KTMM olarak, Çerkes halkının temsilcilerine, Kırım Tatarlarının yüzyıllardır olduğu gibi her zaman yanlarında ve yardıma hazır olduklarını vurgulayan Refat Çubarov, ayrıca Ukrayna toplumunda Moskova'nın sömürgeci baskısından kurtulmak isteyen halklara yönelik geniş destek bulduğunu ve Ukrayna Parlamentosunun özgürlük ve bağımsızlık arayan halkları desteklemek için aldığı kararlardan bahsetti. Uluslararası Bağımsız Çerkesya Konferansı katılımcılarına, Rusya tarafından sömürülen Çerkes ve diğer halkların Moskova'nın sömürgeci politikasına karşı muhalefetini ve direnişini genişletme çağrısında bulunan KTMM Başkanı, bu bağlamda konferans katılımcılarına, Moskova idaresi altında yaşayan Müslüman ve Türk halklarının temsilcilerinin Ukrayna-Rusya Savaşı'na Rus ordusunun bir parçası olarak katılmaması için gösterilecek çabaların anlamlı olacağını kaydetti. Çubarov son olarak, Ukrayna-Rusya Savaşı'nın Ukrayna'nın zaferiyle sonuçlanacağına ve bunun da köleleştirilmiş halkların özgürlüğe kavuşması ve bağımsız devletler kurması için gerçek fırsatlar yaratacağına olan inancını dile getirdi.

Rus Kızıl Ordu Korosu, Türkiye'deki Kırım Tatar ve Çerkes diasporasını hedef aldı: Sürgün yıl dönümünde konser! Haber

Rus Kızıl Ordu Korosu, Türkiye'deki Kırım Tatar ve Çerkes diasporasını hedef aldı: Sürgün yıl dönümünde konser!

Rus Kızıl Ordu Korosu ve Dans Topluluğu, Türkiye turnesi adı altında tarihi bir skandala imza atacak. Rus Kızıl Ordu Korosu, Türkiye'de yaşayan Kırım Tatar ve Çerkes halklarına karşı Ruslar tarafından uygulanan soykırım ve sürgünün yıl dönümlerinde bu konserleri düzenleyerek; bu halkların trajedisini ve kendi işgalci geçmişlerini unutturmayı amaçlıyor.  SÜRGÜNÜN YIL DÖNÜMÜNDE RUS KIZIL ORDU KOROSU TARAFINDAN BURSA'DA VE ANTALYA'DA AKILALMAZ EĞLENCE!  Rus Kızıl Ordu Korosu ve Dans Topluluğu, Kırım Tatar halkının vatan Kırım'dan katil Stalin yönetimi tarafından koparılmasının 80. yıl dönümü olan 18 Mayıs'ta Bursa'da, Çerkes halkının büyük bir sürgün ve soykırım uğradığı 21 Mayıs'ta ise Antalya'da konser vereceği öğrenildi. Rus Kızıl Ordu Korosu ve Dans Topluluğu'nun Çarlık Rusyası’ndan günümüze, Kırım Tatarlarıyla ortak kaderi paylaşan Çerkes halkını da hedef alması tesadüf değil. DÜZENLENECEK KONSERLERİN İPTAL EDİLMESİ GEREK! Hem Kırım Tatarlarının hem de Çerkes halkının tarihi facialarının olduğu günlerde bu şekilde eğlence ve kutlama etkinliğinin düzenlenmesi Türk kamuoyu tarafından da tepkiyle karşılanacak bir husustur. İki halk için de önemli olan günlerde düzenlenen etkinliklerin iptal edilmesi, alınacak en doğru kararlardan biri olacaktır. 18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SOYKIRIMI NASIL YAŞANDI Sovyet hükûmeti, Stalin’in emriyle 18 Mayıs 1944’te Kırım’daki tüm Kırım Tatarlarını sürgün etti. Sürgün sırasında Kırım Tatar erkeklerin büyük bir çoğunluğu Kızılordu’da Alman Nazi ordusuna karşı savaşıyordu. Çoğunlukla kadınlar, çocuklar, yaşlılar olmak üzere hayvan vagonlarına doldurulan Kırım Tatarları; Orta Asya, Urallar ve Sibirya’ya sürgün edildi. Kırım’dan sürgün edilen 420 bini aşkın Kırım Tatarının yüzde 46’sı sürgün yolunda veya gittikleri yerlerde açlık, susuzluk ve hastalık gibi çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Sovyet yönetimi, sürgünden sonra Kırım’da, Kırım Tatarlarının varlığına işaret eden her şeyi ortadan kaldırmaya başladı. Adeta bir kültürel soykırım dalgası başladı. Köy, kasaba, ilçe ve şehirler başta olmak üzere yarımadadaki binden fazla yerleşim yerinin Kırım Tatarca olan adları değiştirildi.  Sovyet yönetimi, Vatan Kırım’ın demografik yapısını değiştirmeyi amaçladı. Ancak Kırım Tatarları, bağrından koparıldıkları o aziz Vatanı, Kırım’ı hiçbir zaman unutmadı. Sürgünlük yollarında, sürgün edildikleri yerlerde vatana dönmek için çaba gösterdi. Nihayet, yıl 1989’u gösterdiğinde Kırım Tatarları, yavaş yavaş ata topraklarına dönmeye başladı. O tarihten itibaren Kırım Tatarları yaşadıkları yokluklara rağmen vatanda kalma mücadelesini sürdürdü. Kırım Tatarları, 1989’un sonuna kadar sürgün yerlerinde zorla tutuluyordu. Anavatan Kırım’a geri dönme teşebbüsleri, hapisle ve yeni sürgünle cezalandırılıyordu. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Kırım Tatarları vatana dönmeye başladı. Ancak yaklaşık 150 bin Kırım Tatarı maddi yetersizlik ve yasal engeller nedeniyle Orta Asya’da kaldı. 2015 yılında Ukrayna Parlamentosu, Kırım Tatar Sürgünü’nü soykırım olarak kabul etti ve 18 Mayıs tarihini “Kırım Tatar Soykırım Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan etti. 2019 yılında Letonya ve Litvanya, 2022’de ise Kanada 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü'nü soykırım olarak tanıdı. RUSYA, KARADENİZ KIYISINDA MÜSLÜMAN HALK İSTEMEDİ Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın ana hedeflerinden biri haline gelmesi özellikle 1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı ile birlikte oldu. Kırım Savaşı’nda Kafkasya’da bulunan Şeyh Şamil taraftarları ile birlikte Müslüman Çerkesler, Rusya’nın bölgeye kuvvet ayırmasına ve Kırım’daki cephelere destek göndermeyi engellemesine neden oldu. Rusya bu gelişmeden sonra Karadeniz kıyısında bulunan Müslüman topluluklarını yok etmeye yönelik emperyalist politikalarını hızlandırdı. Bu Müslüman toplulukları içerisinde Kırım Tatarları, Çerkes Adigeler, Abhazlar ve Nogaylar bulunuyordu. 1860’lı yıllara gelindiğinde Rusya’nın kontrol altına alamadığı tek alan, Çerkes halklarının bulunduğu bölgeyi kapsıyordu. Rusya bu tarihten itibaren Çerkesleri sürgün ederek, Karadeniz kıyılarından çıkarma planlarını devreye soktu. RUS ÇARI: YA SÜRGÜN YA BATAKLIK Rus Çarı II. Aleksandr ile Maykop’ta görüşme fırsatı yakalayan Çerkesler, kendilerinin uzlaşmak istediklerini ve bunun karşılığında sürgün politikasından vazgeçilmesini istediklerini bildirdiler. Ancak Çar II. Aleksandr, Çerkeslere “Ya göç edersiniz ya da Kuban Irmağı havzasındaki topraklara yerleşirsiniz” cevabını verdi. Çerkesler ise bataklıklar ile dolu sıtma tehlikesi yüksek olan ve Kozak milislerinin cirit attığı bir bölgeye asla yerleşmek istemediler. Bunun sonucunda Çarlık Rusyası 1862’de “Çerkeslerin göçüne izin veren” bir karar çıkardı. Bu kararın hemen ardından Rus birlikleri Çerkeslerin yaşadıkları bölgeye sevk edildiler. Direnişçi Çerkes yerleşimleri yakıldı ve insanlar katledildi. 1 yıllık bir direnişten sonra Çerkes halkları Ubıhlar dışında ateşkes istemek zorunda kaldı. Çerkeslerin Abadzeh kolunun bir kısmı sürgünü bir kısmı ise Kuban’a yerleşmeyi kabul etti. Şapsığlar ise Osmanlı’ya sürgün edilmek için kış koşullarının ortadan kalkmasını talep ettiler. Osmanlı İmparatorluğunun da isteği ile Şapsığlara Mart 1864’e kadar yerlerinde kalma hakkı tanındı. 1 MİLYON ÇERKES SÜRGÜN EDİLDİ 24 Mart 1864’te Ruslar Soçi’yi alarak Ubıh direnişine de son verdiler. Buradan sonra daha güneydeki Abhaz topluluklarının yerleşimlerine saldırarak buradaki halkların direnişi de kanlı bir şekilde bastırıldı. Birçok Çerkes halkı, Hristiyanlığa geçmeyi kabul etmeyenler dışında sürgüne tabi tutuldu. Geride kalan Çerkes halklarının sayıları ise keskin bir şekilde azaldı. Çerkes Sürgününde Rus kaynaklarına göre 1863-64 yılları arasında Osmanlı topraklarına 418 bin kişi göç ettirilmiştir. 1858-65 yılları arasında göç edenlerin toplam sayısı da 493 bindir. Bunlar arasında 30 bin Türk soylu Nogay olduğu da bilinmektedir. İngiliz savaş tarihçisi W.E.D.Allen’e göre, o zamanki Osmanlı topraklarına yerleştirilmiş olan Çerkeslerin (Adıge) sayısı 600 binden fazladır. Amerikalı Justin McCarthy, sürülen Çerkes ve diğer Kafkas topluluklarının sayısının 1.200.000 dolayında olabileceğini, bunun ancak 800 bin kadarının hayatta kalabildiğini belirtiyor. Sağ kalan nüfusun 600 bini 1856-64 arasında, 200 bini de 1864 sonrasında göç etmiştir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.