70’lerde Sovyet hükûmeti Kırım Tatarlarının denize yakın veya yarımadanın merkezi bölgelerinde yaşamasını yasaklıyordu. Reşat yanlızca Kırım’ın kuzeyinde bir ev alabildi. Asene ve eşinin yerleşmeye mecbur kaldığı Krasnoperekopsk bölgesi Berdi Bolat köyünde ne doğalgaz ne asfalt vardı. Yağmurlu bir havada traktör yolundan çıkmak neredeyse imkansızdı.
Kırk yaşına kadar Asene’nin günbatımı ve dondurma ile ilgilenmek için vakti yoktu. Düzenini kuruyor, çocuklarını yetiştiriyor, her Kırım Tatar ailesinin Kırım’a dönmesi için mücadele ediyordu. Çocukluk hayalleri ikinci plana çekiliyor, olaylar, endişe ve köy hayatının düzensizliğinde siliniyordu.
Burada da sevdiği step ve rüzgar vardı. Sadece deniz yoktu. Hayallerinde yaşadığı, sadece iki saatlik mesafede bulunan Kırım’ın doğusuna taşınma fırsatı da vardı artık. Ancak Asene ve eşi Berdi Bolat köyünde kaldı. Bunca sene beraber yaşadıkları insanlar, büyüklerin mezarları gitmelerine izin vermiyordu…

Asene hala dondurmayı, köyün dışındaki nehir kıyısında gezmeyi, akşamları bankta otururken Kırım’ın günbatımını izlemeyi çok seviyor.
Hayatında Gezlev sahilinde günbatımını izlerken bir daha dondurma yiyemedi. “Neden?” sorusuna “Fırsat olmadı…” diye cevap verdi.
“Ya dondurmayı akşam alamıyorduk, ya günbatımına kadar şehirde kalmak için fırsat olmuyordu. Çocukluk da biteli çok oldu…” Bunu anlatırken Asene pencereden bakışlarını alamıyor.
Şimdi Asene 83 yaşında olsa da gönlü genç.

“Dede dondurma alır mısın?” diye soruyor Asene’nin 6 yaşındaki kız torunu.
“Ama boğazın ağrıyor! Olmaz ki!” diye cevap veriyor Asene’nin eşi.
“Anneanneme alalım, anneanneme!”